Türkiye Büyük Millet Meclisi Çankaya Kapısı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın; toplumsal dokunun temeli olan aile kurumunu korumak, ifsada karşı aileyi anayasal güvence altına almak ve inancın ayrılmaz bir parçası olan başörtüsü özgürlüğünü anayasal düzlemde teminat altına almak amacıyla başlatılan “Anayasa Değişsin, Aile Korunsun” adlı imza kampanyasının büyük bir destekle tamamlandığını söyledi.
“Sapkın ilişkiler normalleştirilmeye çalışılıyor”
Kendi kültürel köklerinden uzaklaşan bazı çevrelerin sapkın lobilerin etkisiyle toplumu ifsada sürüklemeye çalışmasına karşı imza kampanyasını başlattıklarını ifade eden Yalçın, “Bir kısım işbirlikçi sivil toplum kuruluşu’ insan hakları söylemini istismar ederek toplumsal değerleri aşındıran sapkınlıkları meşrulaştırma çabası içindedir. Çıkarı tek değer kabul eden bazı medya organları ise reyting uğruna aile mahremiyetini hiçe saymakta, aile kurumunu suç ve çatışma zemini olarak gösteren yayınlarla toplumun en temel yapısını gözden düşürmektedir. Sapkın küresel odakların desteğiyle hareket eden bu kesimler, biyolojik cinsiyeti reddederek topluma cinsiyetsizliği dayatmakta, sapkın ilişkileri normalleştirmeye çalışmaktadır. Bu yolla, insanlık tarihinin en köklü ve ahlaki kurumu olan aileyi temelden sarsmayı hedeflemektedirler” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen ailesinin toplum yapısını tehdit eden bu yapılara karşı Türkiye’nin dört bir yanında, kurulan stantlarla ve dijital mecralar aracılığıyla yürütülen kampanyada üç ay gibi kısa bir sürede 5 milyon 293 bin imzaya ulaştığını belirten Genel Başkan Yalçın, “Bu imzalar, aileyi korumayı ve başörtüsüne anayasal güvence talebini yürekten sahiplenen aziz milletimizin iradesini ve kararlılığını temsil etmektedir. Bu güçlü toplumsal talebi, birazdan Türkiye Büyük Millet Meclisi İmza Komisyonu’na Sayın Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş’a sunacağız; Milletin iradesine kulak verilmesi, Aileyi hedef alan küresel ve yerel tehditlere karşı anayasal zeminde güçlü bir koruma sağlanması yegâne beklentimiz ve hedefimizdir” diye konuştu.
Yalçın: Kalıcı bir güvence oluşturulması gerek
Konuşmasının devamında Anayasa’nın 41’inci maddesine “Aile, kadın ve erkekten oluşur. Aile ilişkisinin temeli evliliktir.” cümlesi eklenerek aile kurumunun tanımı açık ve net bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan Ali Yalçın, ayrıca Anayasa’nın 24’üncü maddesinde, başörtüsü özgürlüğünü teminat altına alan açık bir düzenleme yapılarak inanç temelli ayrımcılıklara ve dayatmalara karşı kalıcı bir güvence oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Memur-Sen olarak iletilen taleplerin yalnızca sendikal bir duruşun değil aynı zamanda milletin inanç ve değerlerine sahip çıkma iradesi olduğunu söyleyen Ali Yalçın, “Memur-Sen olarak, milletimizin inancına, ailesine ve özgürlüklerine yönelen tehditlere karşı kararlı mücadelemizi sürdüreceğimizi, bu konuda geri adım atmayacağımızı bir kez daha altını çizerek ifade ediyoruz. Tüm Türkiye’nin kampanyamıza gösterdiği yoğun ilgi, bu mücadelenin ne denli yerinde ve kıymetli olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Milletimizin yüksek düzeydeki desteği, bizlere ve siyaset kurumuna önemli sorumluluklar da yüklemektedir. Bu toplumsal sahiplenmenin bilinciyle, aileyi ve inanç özgürlüklerini koruma noktasında herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz” dedi.
Genel Başkan Yalçın konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Kampanyamız için Türkiye’nin her köşesinde gece-gündüz, yağmur-çamur demeden çalışan teşkilatlarımıza, imzalarıyla aileye ve başörtüsüne sahip çıkan milletimize gönülden teşekkür ediyor, minnet duyuyorum. 5 milyon 293 bin imzayla yükselen milletimizin sesinin, geleceğimizi inşa edecek adımların başlangıcı olmasını temenni ediyoruz. Anayasa değişsin, Aile korunsun’ diyoruz. Başörtüsüne özgürlük, inanca güvence diyoruz.”
“Bu konu siyaset üstü bir meseledir”
Basın açıklamasının ardından Meclis Başkanlığı Divan Salonu'nda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen Ali Yalçın başkanlığındaki Memur-Sen heyeti; "Anayasa Değişsin, Aile Korunsun" imza kampanyası kapsamında 5 milyon 293 bin imzanın bulunduğu dilekçeyi TBMM Başkanı Kurtulmuş'a takdim etti. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından, en büyük emek örgütlerinden Memur-Sen'in Türkiye genelinde 5 milyon 293 bin imzayı toplamasının oldukça önemli olduğunu söyledi.
Aileyi tahrip etmeye dönük olarak küresel ölçekte büyük bir kampanyanın yürütüldüğüne vurgu yapan Numan Kurtulmuş, "Bu, bugünün işi de değildir. 1970'lerden itibaren başlayan, sürekli adım adım ilerletilen ve bugün gelinen noktada da artık toplumların kök hücresi olan aileyi berhava etmeyi kendisine hedeflemiş olan birden çok akımla karşı karşıyayız. Bu, siyaset üstü bir meseledir hatta din ve diyanet üstü de bir meseledir. Sadece Türk toplumuna, Müslümanlara ait bir hassasiyet değil dünyanın her yerinde toplumun geleceğini önemseyen, aileyi toplumun ana çekirdeği olarak kabul eden herkesin, toplumlarının geleceğine sahip çıkmak bakımından ailesine sahip çıkması zorunludur" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş: Toplumsal talebe öncülük yaptınız
Dünyadaki istatistiklerin de aile konusunda kuvvetli bir alarm zilinin çalmakta olduğunu gösterdiğinin altını çizen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı. "Türkiye'de 2025'in 'Aile Yılı' olarak kabul edilmiş olması da fevkalade önemlidir. Bir farkındalık oluşturmak bakımından sizin bu imza kampanyanız da bütün milletimizi ciddi şekilde harekete geçirecek bir uyarı, bir işaret fişeğidir. Ellerinize sağlık, imza atan bütün yurttaşlarımıza teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum. Ümit ediyorum, Anayasa değişikliği çerçevesinde ailenin korunması, ailenin ana ve babadan müteşekkil ve evlilik bağıyla oluşan kutsal bir müessese olduğu, Anayasa'da da şek şüpheye yer bırakmayacak şekilde sarahatle yer almalıdır. Bu bakımdan bu dilekçenizi, bu toplumsal talebe yaptığınız öncülüğü önemsediğimi bildirmek isterim."
Sözlerinin devamında Türkiye'de artık başörtülülerin her yerde bulunduğunu ve olması gerekenin de bu olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Ne yazık ki uzun yıllar memlekette anormal olan, insanlık dışı olan ve temel insan hak hürriyetlerine aykırı olan uygulama, bir zulüm aracı olarak, toplumu terbiye etmek, hizaya sokmak için uygulandı. Bunlar geride kaldı ama şimdi bu geride kalmış olan dönemi hatırlayarak bunun da anayasal güvence altına alınması, hükümetlerin uygulamasının dışında, kim iktidara gelirse gelsin, Anayasa'daki güvence dolayısıyla insanların bu haklarına kimsenin dokunamayacağı bir Türkiye'yi kurmak, hepimizin boynunun borcudur."
“Memur-Sen’in imzası sivil toplum bakımından ilk oldu”
Yeni bir Anayasa yapmanın mümkün olduğunu ve Parlamento aritmetiğinin de buna çok daha önemli politik zemin hazırladığını düşündüğünü belirten Kurtulmuş, "Meclis Başkanı olduğum ilk günden itibaren çeşitli vesilelerle yeni Anayasa yapmanın bu Parlamentonun boynunun borcu olduğunu, millete karşı bir sorumluluğu olduğunu, yeni Anayasa'nın sivil, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı, çağın gereklerine uygun ve milletin ihtiyaçlarını, demokratik taleplerini karşılayan bir anayasa olması gerektiğini, bunun için parlamentoda bu kadar yüksek bir temsil olmasına rağmen sadece partilerin görüşlerinin değil sizin gibi sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, akademi çevrelerinin, hukuk çevrelerinin görüşlerinin de alınarak iyi bir hazırlık süreciyle, olgunlaştırılmış bir tartışma sonucunda hazırlanacak olan metinlerin parlamentoda büyük bir çoğunlukla kabul edilmesini arzu ederiz" dedi.
Kurtulmuş, çalışmalarını bu istikamette sürdürdüklerini dile getirerek, "Planladığımız takvimden biraz sarkmalar olsa da bu takvimin yürüyeceğini ve Türkiye'de bir Anayasa yapım sürecinin parlamentonun sorumluluğu altında olduğunu ifade etmek isterim. Sizin bu imzanız da bu süreçte sivil toplum bakımından TBMM'ye ilk müracaat olarak gelmiş oldu. Sizler vasıtasıyla açıklamak isterim, bütün sivil toplum kuruluşlarımıza, 'Benim de Anayasa ile ilgili bir teklifim vardır.' diyen bütün kesimlere kapımızın açık olduğunu, TBMM çatısı altında bütün bu tekliflerin değerlendirileceği bir birim vasıtasıyla konunun olgunlaştırılacağını ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.
Yalçın: Ailenin anayasal güvenceye alınmasını önemsiyoruz
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise Aile Yılı vesilesiyle birçok çalışma yürüttüklerini hatırlatarak temel taleplerinin, ailenin anayasal güvence altına alınması olduğunu, bu konuda ülke genelinde düzenledikleri imza kampanyası ile 5 milyon 293 bin imzayı 3 ayda topladıklarını anlattı.
Yalçın, imza kampanyasında 2 temel noktayı ön plana çıkardıklarını belirterek, "Aile Yılı çerçevesinde özellikle 'Aile, kadın ve erkekten oluşur. Ailenin temeli evliliktir.' şeklinde Anayasa'da bir değişiklik yapılarak ailenin anayasal güvenceye alınmasını önemsiyoruz" dedi. Yalçın, diğer imza konusunun ise kamuda çalışan kadınların kılık kıyafet yönetmeliğiyle alakalı olduğunu söyleyerek, "Burada kılık kıyafet özgürlüğü, başörtüsü konusu yönetmelikten ziyade anayasal güvence altına alınarak bu tartışma toplumun gündeminden tamamen çıkarılsın" diye konuştu.