Yavuz, yıllar önce yaptığı uyarıları hatırlatarak, futboldaki hakem tartışmalarından okul ortamlarında yaşanan sorunlara kadar birçok alanda benzer bir gecikmenin söz konusu olduğunu ifade etti. Yasa dışı bahis ve şike iddialarının, İstanbul’daki bazı köklü liselerde yaşanan olayların ve kamuoyunda tanınan bazı isimlerin yasaklı maddelerle gündeme gelmesinin tesadüf olmadığını vurguladı.

“Bu olaylar yaşandığında toplumun büyük bir kesimi ‘Böyle olduğunu biliyorduk’ diyor. Asıl problem de burada başlıyor” diyen Yavuz, bilinen risklere rağmen önleyici adımların atılmamasını eleştirdi. Yasaklı madde kullanımının ortaokul ve lise seviyesine kadar indirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Yavuz, Yeşilay’ın raporları ve adli kayıtlara yansıyan verilerin durumun ciddiyetini ortaya koyduğunu söyledi.

Devletin sorumluluğunun yalnızca suç işlendikten sonra müdahale etmek olmadığını belirten Yavuz, özellikle gençlerin suça sürüklenmesini önlemenin öncelikli görev olması gerektiğini ifade etti. “Neden bu kadar öğrencinin, sporcunun, iş insanının ve ünlü ismin yanlışlara sürüklenmesine göz yumuldu?” sorusunu yöneltti.

Özellikle liselerde yaşanan olaylara ilişkin süreci yakından takip ettiğini ve geçmişte yaptığı uyarılar nedeniyle eleştirildiğini dile getiren Yavuz, bugün benzer olaylar karşısında yetkililerin görmezden gelme lüksü olmadığını kaydetti. Yavuz, Türkiye’nin dört bir yanından başarılı öğrencilerin eğitim aldığı okulların, yerli ve yabancı marjinal yapılardan arındırılması gerektiğini söyledi.

Eğitim sisteminin ve adalet mekanizmasının tutarlı, istikrarlı ve gecikmeden işleyecek şekilde yeniden yapılandırılması çağrısında bulunan Yavuz, aksi halde daha fazla gencin kaybedileceği uyarısında bulundu.

“Önemli olan yıllar sonra gençlerimizin ‘Bizi neden korumadınız?’ sorusuna mantıklı bir cevap verebilmektir” diyen Yavuz, toplumun ve yöneticilerin bu sorumluluğu taşıması gerektiğini vurguladı.