Emeğiyle geçinenleri açlığa mahkûm etmekte kararlı iktidarın, Kamu Çerçeve Protokolü'nden sonra tehdit ettiği bir diğer grup da kamuda memur statüsündeki emekçiler ile emekliler. 8'inci Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde süreç devam ederken kamu emekçilerini temsil etmesi gereken Memur-Sen'den açıklama geldi.
4 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon memur emeklisinin 2026-2027 yılına ilişkin mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplu sözleşmeye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki görüşmede dün basın açıklaması yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu tarafının tekliflerini 6 Ağustos'ta (bugün) açıklaması gerektiğini söyledi. Kamu işvereni iktidardan TİS'e ilişkin herhangi bir teklif gelmezken KESK, demokratik katılımdan uzak masada emekçilerin temsil edilmemesine tepki gösterdi.
‘HAKEM BAHANE’
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), TİS sürecinde masanın dışında bırakılmayı reddederek alternatif TİS masası kurdu. KESK Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Bahadır Bedircioğlu, süreci BirGün'e özetleyerek kamu emekçilerinin taleplerini sıraladı. Bedircioğlu, sürecin baştan beri ciddiyetsiz ilerlediğine dikkati çekerek "Biz geniş kesimlerle TİS taleplerimiz üzerine çalışma yürütürken Çalışma Bakanlığı kendi yaptıkları yasaya da uymayarak süreci 4 gün öne çekti. 28 Temmuz’da Bakanlık önünde kitlesel bir biçimde alternatif toplu sözleşme masamızı kurduk. Şu anda görüşmeler sürüyor. İmza yetkili konfederasyon Memur-Sen ve diğerleri tarafından da talepler müzakere ediliyor. Ancak daha önce yedi tane TİS imzalayan Memur-Sen'in 8'inci TİS masasında da yetkili olması, geçmiş imzalara bakıldığında, kamu emekçilerinin bu süreçten hiçbir şey beklemediğini söylemek mümkün" dedi.
Bedircioğlu, Kamu Hakem Kurulu'nun sürecin uyuşmazlıkla devam etmesinden sonra tehdit yarattığını ifade ederek şöyle konuştu: "Hakem heyetini Cumhurbaşkanı atıyor. Heyet sadece 'noterlik' görevi yürütüyor. Önemli olan TİS uyuşmazlıkla sonuçlandığında sendikaların ne yapacağıdır. 'Heyet bunu kabul etti' demek sendikal mücadeleye tamamen zıttır. Emekçiler gereğinin yerine getirilmesini beklerler. Bu işin gereği ve olmazsa olmazı da üretimden gelen gücü kullanmaktır, grevdir. Gerçek bir toplu sözleşme düzeni grev hakkı olmadan düşünülemez."
Emeğin talepleri için sendikaları birleşik mücadeleye davet eden Bedircioğlu, KESK'in emekçilerden topladığı talepleri şöyle sıraladı: "Maaşlar Ocak ayı beklenmeden yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, en düşük kamu emekçisi maaşının 100 bin TL'nin üzerine çıkaracak yüzde 98'lik zam yapılmalıdır. 2023 yılında kamu emekçilerine verilen seyyanen zam bugün 18 bin 682 TL’ye ulaşmıştır, dolayısıyla bu seyyanen zammın hiç beklenmeden emekli aylıklarına yansıtılmasını istiyoruz. Emekçiler olarak bu ülkenin vergi yükü altında eziliyoruz. Birinci vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesini istiyoruz. İşe alımlar ile kamuda görevde yükselmelerde büyük bir haksızlığa ve kadrolaşmanın aparatı haline gelen mülakatın kaldırılmasını istiyoruz. Bu taleplerin karşılanması için mücadeleye devam edeceğiz."
ÇALIŞMA HAYATINDAN SAYFASINI