Kamu işçilerinin ücret ve sosyal haklar ödemelerine 2025-2027 yılları arasındaki zam oranlarının belirleneceği kamu çerçeve protokolü (KÇP) görüşmelerinde hükümetin ilk zam teklifi görüşmelerin 4. ayına doğru giderken 107. günde geldi. TÜİK verileriyle resmi enflasyon yılın ilk 5 ayında 15.09 iken hükümet temsilcisi Türk Ağır Sanayii & Hizmet Sektörü Kamu İşverenler Sendikasının (TÜHİS) ilk zam teklifi yüzde 16 oldu. İstanbul Tİcaret Odasının ölçümleriyle İstanbul’da 5 aylık enflasyon yüzde 19.53 iken gelen teklifin ardından birçok iş kolundan kamu işçileri, teklifsiz geçen aylar boyunca yineledikleri acilen eylemlere geçilmesi yönündeki çağrıları tekrar dile getirdi. Harb-İş üyesi işçiler İstanbul Tersanesinde mesai çıkışında Harb-İş Genel Merkezini de eyleme çağıran bir protesto gerçekleştirdi. Takip eden haftada ise Sağlık-İş üyesi işçiler İstanbul’da çeşitli hastanelerde KÇP’de Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının tavizsiz şekilde imzalamasını ve vergi dilimlerinin yüzde 15’te sabitlenmesini talep etti. Çapa Tıp Fakültesinde Sağlık-İş Sendikasının düzenlediği açıklamanın ardından konuştuğumuz işçiler her geçen gün eriyen ücretler ve ağırlaşan yaşam koşulları karşısında KÇP sürecinin sendikaların ve konfederasyonların TİS’lerde attığı adımların ve yöneticilerin açıklamalarının eylem çağrısında ve artık harekete geçme konusunda ihtiyacın ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Sağlık-İş Sendikasının Çapa Tıp Fakültesinde gerçekleştirdiği basın açıklaması devam ederken kompleksin giriş kapısı civarında işçilerden açıklamayı görenler de katılıyor. Açıklamanın ardından görüştüğümüz işçilerden bir bölümü iş yerinde yetkili sendika olan Hak-İş’e bağlı Öz Sağlık-İş Sendikası üyesi olduklarını aktarıyorlar. İşçiler KÇP sürecine dair taleplerini yükseltmenin çeşitli yöntemlerinin içinde bulunmak istediklerini ifade ediyor. Teklifin açıklanmasıyla birlikte Hak-İş tarafından yapılan açıklamalara, herhangi bir eylem planı açıklanmamasına ise tepkiler geliyor.Türk-İş’in eylem porgramı yarın başlayacak. Örgütlü iş yerlerinde iş başlamadan önce yürüyüşler ve basın açıklamaları düzenlenecek. Kamu işçileri iş yerlerinin içinde eylemlerin artması gerektiğini vurguluyor. Çapa Tıp Fakültesi işçileri ise hem eylemleri güçlendirmeyi hem de üretime etki etmeyi tartışıyor.
‘Market poşetlerini taşımak çok kolaylaştı’
14 yıldır Çapa Tıp Fakültesinde çalıştığını belirten bir sağlık işçisi pandemi sonrasında hem ücretlerindeki erimenin büyüklüğünü hem de artan iş yükünü anlatıyor. “2022’de burada 10 kişi çalışıyorşa şu an 1 kişi çalışıyor. her işçi en az 4-5 kişilik iş yapıyor burada. Ama ücretler bir iki yıl öncesine göre değil geçen haftaya bile göre öyle küçüldü ki. Geçtiğimiz hafta pazardan 300 TL’ye aldığım peynirin kilosu bu hafta 400 TL oldu. İki çocuk okuyor. Eşim de çalışmasa geçinmemiz mümkün değil, ev kredisi ödüyoruz. Benim ücretim oraya ve faturalara, hanımın maaşı ihtiyaçlara gidiyor ama yetmiyor” diyor. Bir başka sağlık işçisi yakınının cenazesini kaldırmak için bir hafta önce komşularından nakit borç almak zorunda kaldığını, ardından ise bu borcu kredi kartı ile ödemek zorunda kaldığını ifade ediyor. “Artık alışveriş yapınca eve dönerken hiç yorulmuyorum” diyen bir işçi ise “Bir iki sene önce 300 liralık alışveriş yaptığımızda eve dönerken mola veriyordum. Şimdi ise binlerce TL’lik alışveriş yapıyoruz poşetler bomboş” ifadelerini kullanıyor. Ücretlerin en temel ihtiyaçları karşılamak için bile yetersiz hale gerilediğini ifade ediyor. İşçiler ortalama olarak 35 ila 40 bin TL olan ücretlerinden mayıs ayında yüzde 27 oranında da vergi kesintisi olduğunu hatırlatarak ücretlerin daha cebe girmeden kayba uğradığını da kaydediyor.
İzmir Belediyesi grevi ve işçilerin eylem çağrısında ısrarı
2025 yılında birçok işçi direnişi ve grevini yakından takip ettiklerini kaydeden sağlık işçileri, kazanımla sonuçlanan tüm direnişlerin işçilerin mücadelelerdeki kararlılığının yapılan eylemlerde toplu pazarlık sürecine eylemlerle ve üretimden gelen güçle yansıtılan etkilerin büyüklüğünün önemine dikkat çekiyor. İşçilerin hafızasında yakın dönemde büyük etki eden İzmir Bütükşehir Belediyesine bağlı İZELMAN ve İZENERJİ işçilerinin bir hafta süren grevi önemli izler bırakmış görünüyor. Bir işçi, “Bir hafta grev oldu İzmir’de bir haftada şehrin halini gördük. İşçiler ne yaptıklarını gösterdiler hayatı ne kadar etkilediklerini gösterdiler. Bizler de çalışırken çok sıradan gelen farkedilmeyen herkesin sanki oluveriyormuş zannettiği işleri yapıyoruz. Görünmüyoruz. TÜHİS aylarca ciddiye almıyor. Teklifiyle de ciddiye almadığını gösteriyor. Yetkili sendikanın konfederasyonu bakanlarla, cumhurbaşkanı yardımcılarıyla görüşüyor. Açıklamada teklifin yenilenmesini rica ediyor. İzmir’de işçiler ne kazandılarsa grev yaptıkları için kazandılar. Biz de işleri etkileyecek eylemler yapmazsak çok görüşme olur çok rica ederiz ama ciddiye almıyorlar işte” diyor. Görüştüğümüz sağlık işçilerinin tamamı bu KÇP görüşmelerinde “Eylemden başka gidilecek bir yön yok” fikrini sıkça ifade ediyor ve İş kollarındaki grev yasağı kararının da demokratik eylem yapma hakkını kapsamadığını da bildiklerini ifade ediyor. “Eylemler karşısında hastane yönetimi ve bakanlık tutanak tutma, iş yeri değiştirme ve mobbing gibi baskıları hazır tutuyor. Bunların karşısında birlikte direnebileceğimiz toplu bir duruşa ihtiyacımız var” diyen bir başka sağlık işçisi de eyleme geçmenin zor da olsa büyük bir ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Kamu işçileri, kendilerine teklif edilen sefalet ve reel anlamda negatif zam anlamına gelen yüzde 16 oranındaki zam teklifi karşısında sendikacıların yıllardır “masada” sürdürdüğü pazarlıklarla, hükümet ile diyaloglarla, ücretlerindeki zammın çeşitli seviyelerdeki bürokratların ve Cumhurbaşkanının lütuflarıyla artık insanca yaşanacak bir seviyeye çıkartılamayacağının ayırdında. Durumu bir işçi şöyle özetliyor, “Kalmadı artık hareket alanı. Ücretleri kırmak için her şeyi yaptı hükümet bir dönem beklentileri de düşürdü. Ama teklif umut kırmak yerine bu sefer harekete geçirici bir etki yarattı. Çünkü bizim de hareket alanımız kalmadı. Bizim kendimiz için harekete geçmemizden başka çare yok.”
Enflasyon, vergi, yoksulluk sınırı...
Kamuda işçilerin ücretlerinin büyük bölümünü oluşturan net ücret 35-40 bin TL aralığında, Bu seviyede ücret alan işçiler haziran ayında yüzde 27 oranında gelir vergisi ödedi. Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezine göre, 2025 mayıs ayında dört kişilik bir ailenin asgari ihtiyaçları için gereken minimum harcama tutarı 81 bin 686 TL oldu. Bu miktar, Türk-İş’e göre ise 81 bin 734 TL olarak hesaplandı.
Resmi enflasyon verileriyle yapılan zam teklifi reel olarak yüzde 0.91 anlamına geliyor. Belirtilen ücret aralığının ortalaması olan 37 bin 500 TL ücret alan bir kamu işçisine yapılan zam teklifi reel olarak 345 TL seviyesine tekabül etmekte.
ÇALIŞMA HAYATINDAN SAYFASINI